- sızmamak
- v. (neg. form of sızmak) leak, ooze, leak out, ooze out, seep, trickle, infiltrate, creep, effuse, emanate, escape, exude, filter out, percolate, permeate, run, run out, transpire, transude, weep
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
aralarından su sızmamak — birbirleriyle çok yakın, sıkı fıkı arkadaşlık kurmak Bir vakitler aralarından su sızmayan o dünya ahiret kardeş hatun kişiler, şimdi birbirlerini çekemiyor, birbirlerinin arkasından söylemediklerini bırakmıyorlardı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
ara — is. 1) İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe 2) İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla 3) Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi Öğrenciyle öğretmenin arasının daima iyi … Çağatay Osmanlı Sözlük